Teknik Analiz İşe Yarıyor Mu?

Teknik analiz, yatırımcı ve spekülatörler arasında neredeyse 100 yıldır bilinen ve kullanılan bir yöntem olmakla birlikte bilgisayar çağıyla birlikte kullanım alanı ve sıklığı oldukça arttı. Eskiden kağıda bastırılmış günün kapanış değerlerini gösteren grafikler üzerinde elle (cetvel vs. yardımıyla) destek-direnç, trend çizgileri çizilir, yatırımcılar kararlarını bu sayede alırmış. Günümüz teknolojisinin sunduğu imkanlarla o zamanın şartlarını kıyasladığımızda işimiz bugünlerde daha kolay görünüyor.

Peki gerçekten öyle mi? Bilgisayarların yaygınlaşması, veri işlemenin daha kolay ve hızlı hale gelmesiyle teknik analiz araçlarının sayısı giderek arttı ve yöntem daha da karmaşık hale geldi. Özellikle 1960-70’lerden sonra indikatör sayısı önemli derecede artmasıyla trader’ların kafası iyice karıştı. Bazıları ekranlarına o kadar çok indikatör ekler ki asıl önemli olan fiyat neredeyse görünmez hale gelir. Psikologların yaptığı araştırmaya göre insanlara bir konuda ne kadar çok seçenek sunulursa karar vermek o kadar zorlaşıyor. Örnek vermek gerekirse evinizde 10 tane ayakkabınız varsa hangisini giyeceğinizi seçmek için karar vermeniz daha uzun sürüyor. 2 tane ayakkabısı olan ise daha kısa sürede karar alabilyor. Başarılı bir trader olmak için işi olabildiğince basit tutup sadelikten güç almalıyız.

Başarılı trader demişken, bu konuda kitap yazmış gerçek trader’ların kitaplarını okudum. Tesadüf ki hepsi de teknik analizden faydalanıyorlar. Nasıl oluyor da herkesin bildiği yöntemleri kullanan bu azınlık milyon dolarlar kazanabilirken çoğunluk bırakın para kazanmayı, para kaybediyorlar? Bu durumu şuna benzetiyorum: Teknik analiz vahşi bir at gibidir. Nasıl bineceğinizi bilirseniz yüksek hızlara ve yüksek hazlara ulaşabiliyorsunuz. Ancak ona nasıl yaklaşacağınızı ve üstünde nasıl kalacağınızı bilmiyorsanız ilk fırsatta sizi sırtından atıyor. İşimiz, usta bir binici olmak. Gelecek yazılarda başarılı trader’ların ortak özelliklerine göz atacağız.

Ne anlamalıyız?

Peki teknik analiz bize ne veriyor ve ne anlamalıyız? Grafiği açıp çizgiler çizerek, indikatörlere bakıp çizgilere, kesişimlere anlam yüklemek doğru mu?

Geçmiş fiyat bilgisi, döngüler, trendler bize o finansal varlık hakkında yatırımcı grubunun psikolojisi ve eğilimleri hakkında bilgi veriyor. Bu döngüler o kadar çok kendini tekrar ediyor ki bugün “formasyon” dediğimiz kalıplar ortaya çıkıyor. Bu formasyonlar o kadar çok kişi tarafından bilinip kullanılıyor ki artık “kendini gerçekleştiren kehanet” halini almış durumda. Bugün bir bayrak formasyonunu bilmeyen yoktur. Bayrak formasyonu oluşumunu gören traderlar formasyonun hedefe doğru yola çıktığını görüp pozisyon açıyorlar, fiyat öğrenilien teorik hedefine gelince de pozisyonlarını kapatıyorlar. Böylece formasyon tamamlanmış oluyor.

Son olarak…

Teknik analiz öğrenmek kolay, uygulamak zordur. Her formasyon ya da yöntem %100 çalışmaz. Bunu çok defa tecrübe etmiş olmalısınız. Başarısız “break out”lar, yanlış yönlendiren indikatörler (sat verdiği halde yükselen fiyat ve tam tersi) Ancak bu teknik analizin çalışmadığı ya da işe yaramaz olduğu anlamına gelmez. Geçmiş verileri en doğru şekilde kullanarak bir yönde (long ya da short) karar alıp, haklı olduğumuzu gördüğümüzde yolun sonuna kadar yürüyüp, haksız olduğumuzu gördüğümüzde ise yoldan en kısa sürede dönmemiz bizi diğerlerinden ayıracaktır. Bunu başarabilmek için sahip olmanız gereken ilk araç ise: Strateji.

Basit de olsa bir stratejiniz yoksa başarısız olacağınız kesindir. Gelecek yazılarda elimizdeki verilerden en verimli ve stratejik şekilde nasıl faydalanacağımızı ele alacağız.

Bir Cevap Yazın