Bu yazımın konusu hem borsada hem hayatta kazananlarla kaybedenler arasındaki en önemli fark olan “Hazırlıklı Olmak” hakkında. Hazırlıklı olmaktan kastım basitçe, hisse seçim kriterlerinin giriş-çıkış noktalarının, dahil edilecek para miktarının, risklere karşı tedbirlerin dahil olduğu bir alım satım (trading) planı. Bu yazıda ilham kaynağım trading hakkında çok beğendiğim kitaplar yazan, kendisi de çok başarılı bir trader olan Mark Minervini’nin planlama ile ilgili kitaplarında paylaştığı düşünceleri olacak.
Neredeyse her uğraş (spor yapmak, bir şey inşa etmek, bir iş kurmak ya da bir cerrahi operasyon) başlamadan önce bir plana ihtiyaç duyar. Bir inşaat ustası, evin projesini görmeden bir kazma bile vurmaz. Bir teknik direktör maça çıkmadan önce bir taktik planı hazırlar ve oyuncularına bu planı sunar. Bir cerrah, ameliyata başlamadan önce mutlaka test sonuçlarını, MR görüntüsünü inceler ve bir plan hazırlar.
Eğer borsada başarılı olmak istiyorsanız, alım tuşuna basmadan önce bir plan hazırlamalısınız. Planınızın “nasıl yapacağım” kısmı size daha alım yapmadan önce sağlam bir hareketler serisi rehberi sunar. Çoğu yatırımcının gerçekten bir planı yoktur. Daha da kötüsü piyasa hakkında yanlış inançlara, gerçekçi olmayan düşüncelere sahip kötü bir planları vardır. Eş dosttan bir tüyo ile, Twitter’dan okudukları bir tweetle ya da bir “üstad”dan aldıkları tavsiyeyle işlem yaparlar. Bu ne kadar akıllıca?
Trading, gerçek paranın söz konusu olduğu ciddi bir iştir. Neden üzerinde etraflıca düşünülmemiş bir plan olmadan bu işe kalkışasınız ki? Yine de çoğu insan böyle yapıyor. Borsada işlem yapmanın kolay olması, herhangi bir eğitim, sertifika gerektirmemesi (bankada ya da aracı kurumda hesap açın işte bu kadar) insanları borsada alım satım yapmanın kolay olduğuna inandırıyor. Ya da kendilerini çoğunluktan daha akıllı zannedip kazanma şanslarını gerçekte olduğundan daha yüksek görüyorlar.
Borsada işlem yapmaya ilk başladığımda herhangi bir planım yoktu. Tek planım, (eğer sayılırsa) eski bir deyiş olan “düşükte al, yüksekte sat” idi. Bu söz şu varsayımı kabullenir: “Her düşen mutlaka yükselecektir”. İlk başlarda sadece büyük şirketleri alırdım çünkü hep öyle söylenirdi. “Tüpraş al, kaybetmezsin!” Bu gibi büyük şirketleri almanın hep daha az riskli olduğuna inanılır çünkü mutlaka fiyatları yükselecektir. Yanlış! Tüpraş’ın hisse fiyatı gün itibariyle zirvesinden yaklaşık %40 aşağıda ve aradan geçen süre 87 hafta! Borsada yükselme garantili veya az riskli bir hisse yoktur.
Bir süre sonra hisse alımında bir planım olması gerektiğini farkettim. Bu plan tüm hisselerin sahip olduğu riski yönetmemde bana yardımcı olmalıydı. Alım satım yöntemimin temelini belirleyecek, “ne, neden, ne zaman ve nasıl” sorularına yanıt veren bir plan. Trading planınızın olması size her trade’de başarı garanti etmez ancak, riski yönetmenize, kayıpları minimize etmenize, hala kazanıyorken karı cebe atmanıza, ve beklenmedik olaylarla başa çıkmanıza yardımcı olur ki bunlar kazanma olasılığınızı önemli ölçüde artırır. Temeli atacak bir planınız olsun, başlangıçta mükemmel olmasına gerek yok, sonradan gerekli düzeltmeleri yaparsınız ve planınızı geliştirirsiniz.
Bir Trading Planının Temel Unsurları
- Alım kararını tetikleyen hassas bir alım “mekanizması”
- Riski nasıl yöneteceksiniz; eğer işler beklediğinizin tersi yönde giderse veya hisseyi alım sebebiniz aniden değişirse ne yapacaksınız?
- Karlı işlemleri nasıl kapatacaksınız?
- Pozisyon büyüklüğünüz nasıl olacak, sermayenizin büyüklüğünü değiştirmeye ne zaman karar vereceksiniz?
Umut Etmek Bir Plan Değildir
Trading planı beklentilerinizin temelini oluşturur. Bu sayede, işlerin pozisyonunuz lehine mi aleyhine mi gittiğini anlarsınız. Dilemek ve umut etmek bir planla aynı şey değildir. Umut bir strateji değildir. Planınız olmadan sadece nedenler uydurursunuz. Genelde, satmanız gerekirken kendinize sabırlı olmayı telkin eder ya da normal bir fiyat düzeltmesinde panik olur, satış yapar ve büyük bir yükseliş hareketini kaçırırsınız.
Ne olmasını beklediğinizi önceden tanımlamak, size planınızın işe yarayıp yaramadığını ve sonuçları zamanında alıp almadığınızı değerlendirmenizde yardımcı olur. Şöyle bir benzetme yapabiliriz. Her sabah işe gitmek için saat 7:05’te bindiğiniz otobüs bir gün 7:10’da hala gelmediğinde bu küçük gecikme için çok düşünmezsiniz. Ancak otobüs saat 7:50’de hala gelmediyse bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüp işe gitmek için başka yollar aramaya başlarsınız. Aynı şekilde, aldığınız bir finansal varlığın da bir “varış zamanı” vardır. Eğer beklentileriniz gerçekleşmiyorsa hiç bir yere gitmeyen bir hissede “ölü parayla” aylarca beklemez, başka fırsatlar ararsınız. Bunu bilirsiniz çünkü planınız size söyler. Etraflıca düşünülmüş bir trading planıyla “otobüsün” sizi işinize zamanında götürüp götürmeyeceğini bilebilirsiniz.
Acil Durum Planı
Sürprizlere açık bir ülke olduğumuz için, traderlar olarak sürprizlere hazırlıklı olmamız gerekir. Oluşabilecek her kötü gelişmeye karşılık en az hasarla kurtulmak için bir planımız olmalı. Aşağıdaki durumlar için bir acil durum planınız olmalı:
- Fiyat aldığınız pozisyonun tersine dönerse nerede çıkacağınız
- Stop olmanız durumunda hisse ne yaparsa tekrar alım yapabileceğiniz
- Fiyat hala güçlüyken satış yaparak tatminkar bir kar realizasyonu kriteri
- Piyasa zayıfladığında ne zaman satış yaparak karınızı koruyacağınız
- Felaket senaryolarını nasıl ele alacağınızı ve ani değişimlerde baskı altında nasıl hızlıca karar vereceğiniz
Acil Durum Planınız Şunları İçermeli:
İlk stop loss noktası: Bir hisseyi almadan önce mutlaka, fiyat sizin beklediğinizin tersine hareket ederse nerede stop olacağınızı belirlemelisiniz. Fiyat stop noktanıza gelirse, tereddütsüz satmalısınız. Hissede çıktıktan sonra durumu daha net bir kafayla tekrar değerlendirebilirsiniz. İlk stop noktası, trade’in erken aşamalarında çok faydalıdır. Eğer aldıktan sonra fiyat yükselirse stop noktası yükseltilmeli ve izleyen (iz süren) stop loss karı cebe atmak için kullanılmalı. İz süren stop loss olarak hareketli ortalamalar oldukça faydalıdır.
Tekrar alım kriteri: Bazı hisseler cazip şekilde yükselerek yatırımcı çekerler ancak ardından stop noktanızı tetikleyecek bir düzeltme ya da sert bir onay hareketi (pullback) yaparlar. Bu genelde piyasanın genel bir zayıflık durumunda ya da yüksek volatilitede meydana gelir. Güçlü temel verilere sahip hisseler, genelde bu tip düşüşlerin ardından toparlama eğilimindedir. Yeni bir taban çalışması yapar ve ilk hareketten daha güçlü bir yükseliş hareketi başlar. Bu tip bir durumda asla hissenin yeniden toparlanacağını düşünmemelisiniz, stop noktanıza ulaşılmışsa stop olmalısınız ancak bu hissenin yeniden alınamayacağı anlamına gelmez. Amatörler, bir kez stop olduktan sonra bir daha o hisseye bulaşmazlar ancak profesyoneller, iki hatta üç kez yeniden denerler. Onlar her bir alım kararına yeni bir risk/ödül oranı olarak bakarlar.
Karda iken satmak: Aldığınız hisse güzel bir kar oranına ulaşmışsa (genelde stop miktarının birkaç katı) bu karın bir zarar dönüşmesine asla izin vermeyin. Örneğin katlanabileceğiniz zarar oranı %7 ise ve hisse %20 kar yapmışsa bu pozisyonun zarara dönüşmesine asla izin vermeyin. Bu zarardan korunmak için stop noktanızı yukarı taşımalı, en azından başabaş bir noktaya getirmeli ya da iz süren stop loss kullanmalısınız. Karda iken satmanın iki yolu vardır. Bir hisse aldığınızda satış için iki temel senaryo söz konusudur. İdeal olan, fiyat analizinize dayalı ön gördüğünüz noktaya geldiğinde satmak. Diğeri ise zayıflıkta satmak çünkü fiyat düşmeye başladığında korumak istediğiniz bir kar noktasına (stop loss) gelmiştir. Fiyat güçlüyken satmak profesyonel traderlar tarafından öğrenilmiş bir pratiktir. Çok hızlı yükselmiş ve nefesini tüketmiş bir hisseyi tanımak çok önemlidir. Bu durumda alıcılar hala istekliyken pozisyonunuzu boşaltabilirsiniz. Her iki durum için de bir planınız olmalı.
Felaket Planı: Ülke gündemine düşen bir siyasal ya da finansal kriz, bölgenizde meydana gelen geniş çaplı bir elektrik kesintisi, doğal afet vs için bir planınız olmalı. Aynı şekilde hissesini aldığınız şirket hakkında ciddi bir iddia, bir soruşturma, yolsuzluk vb durumlarda yatırımcılar hisseyi satmak için sıraya girmiş olabilir. Bu tür durumlarda ne yapacaksınız?
Gerçek Hayatta Trading Planı Örnekleri
Diyelim ki alım kriteriniz konsolidasyon (birikim) bölgesinden çıkmış bir hisseyi almak olsun. Bu konsolidasyon bölgesi bir teknik analiz formasyonu da oluşturmuş olabilir. Bu tür durumlarda kısa dönemli bir ralli yaşanabilir. En iyi trade’ler artan yüksek hacimle gelen yükselişlerle meydana gelir. Bu yüksek hacim sayesinde bireysel yatırımcı ile kurumsal yatırımcı arasındaki farkı anlayabilirsiniz. Kurumsal yatırımcılar (fonlar) hisseyi alıyorlarsa yükselişler yüksek hacimle yaşanır ve yükseliş daha sağlıklı olur. Yalnızca bireysel yatırımcının yükselttiği fiyat orada kalıcı olmayacaktır. Kurumsal yatırımcının ayak izini keşfettiğinizde akışta kalmak en iyisidir. Bir örnek aşağıda.

Yukarıdaki örnekte alçalan üçgen formasyonu içinde görece düşük hacimli günler ve üçgen çıkışında yüksek hacimli yükseliş görüyoruz. Ardından fiyat 20 günlük ortalamayı kendine destek yapabilmiş. Yüksek hacimli yükseliş günleriyle birlikte hissedeki fiyat hareketinin güçlü olduğunu söyleyebiliriz. 20 MA aynı zamanda iz süren stop loss olarak kullanılabilir. Bu yazıda referans aldığım Minervini kitabında bu durumu “yumurta mı tenis topu mu?” benzetmesiyle anlatır. Güçlü yükselişlerde fiyat, 20 MA’ya geldiğinde bir tenis topu gibi çarparak seker. Zayıf yükselişlerde ise fiyat 20 MA’ya geldiğinde bir yumurta gibi kırılır ve ezilir.
Grafiğe tekrar baktığınızda formasyon çıkışından bir kaç gün sonra hissenin zaten çok yükseldiğini düşünebilir ve “buradan daha da yükselmez” diyebilirdiniz. Gözden kaçırmamamız gereken şey, hisse çok yükselmiş olsa bile yükselişlerin kurumsal yatırımcı (büyük para) ile desteklendiğidir. Yapılması gereken şey, olabildiğince akışta kalıp 20 MA’yı stop olarak takip etmektir. 20 MA hem size fiyat güçlüyken satma imkanı verir hem olası sert düşüşlerden sizi korur. Bütün bunları bir plan dahilinde yaptığınız sürece geriye korkulacak pek bir şey kalmıyor.
Siz de zaman kaybetmeden bir plan üstünde çalışın ve kurallarınızı kağıda dökün. Planınızı mutlaka test edin ve gerçek zamanlı trade’lerinizde kullandıkça eksiklerini gidererek geliştirin.