Piyasalarda arz-ı endam eden ve çoğu zaman aynı şey zannedilen bu iki ünvanı mercek altına alıp DNA’larını çıkarma zamanı geldi dostlar. Buyurun başlayalım:
Analist
Önce analisti tanımlayalım. Analist, prensip olarak piyasanın yönünü doğru bilmekten sorumludur. Bu arkadaşların işi, temel ve/veya teknik analiz kullanarak bir hissenin, bir paritenin veya emtianın fiyatının doğrultusunu (aşağı veya yukarı) ve varış fiyatını tahminlemektir (forecast).
Analistler, analizlerinde ekonomik görünümü, bir şirketin temel faaliyetlerini ve veri akışının fiyat üzerindeki olası etkilerini en doğru şekilde yorumlamaya çalışırlar. Yukarıda saydığım koşullar (ekonomik görünüm, temel faaliyetler vs) değişti zaman analist tahminini günceller (revised forecast). Raporlarında genelde yuvarlak cümleler görürüz: “Olabilir, beklenir, şöyle olursa böyle olur vb.” Çalıştıkları zaman aralıkları geniştir, bugün yaptıkları tahminin yarın gerçekleşme zorunluğu yoktur.
Bir analistin itibarı, doğru yaptığı tahminlerle ölçülür. Hata yapan analist sevilmez, halı sahaya çağırılmaz, sürgüne gönderilir, gerekirse falakaya yatırılır 🙂 Bu arkadaşlar hayli eğitimlidir, (ekonomi, finans üzerine master veya doktora) piyasa hakkında geniş bir perspektife sahiptirler ve analiz raporu yazmaları için para ödenirler.
Trader
Gelelim traderlara: Bir traderın işi finansal piyasalarda kendilerine göre en iyi risk/ödül oranını bulup, alım satım yaparak para kazanmaktır. Risk ve ödül oranını belirlerken (tıpkı analistler gibi) teknik veya temel analizi kullanırlar ve bunu yaparken analist raporlarından faydalanabilirler. Belirli bir zaman dilimi içerisinde piyasanın yönünü doğru bilmek ve risk/ödül parametrelerine göre pozisyon büyüklüklerini ayarlamak zorundadırlar.
Traderlar özünde, risk yöneticileridir ve piyasalar hakkında resmi bir eğitim almış olmaları şart değildir. Kendi veya çalıştıkları kurumun parasını daha çok para kazanmak üzere kullandıkları için, işlerin ters gitmesi durumunda bu paranın bir kısmını kaybetme riskini göze alırlar. Bu nedenle risk/ödül profili ve pozisyon büyüklüğü traderın en önemli araçlarıdır. İyi bir trader beklediği şartlar olgunlaşana kadar sabırla bekler, şartlar olgunlaştığında işleme girmekte tereddüt etmez. Onun işi tutarlı biçimde hesabını (account balance) büyütmektir.
Analistler, piyasalar hakkında olabildiğince rasyonel iken; traderler gerektiğinde irrasyonel ve pragmatisttirler.
Traderlar hata yaptıklarında sürgüne gönderilmezler, daha da kötüsü, para kaybederler. İyi haber şu ki, analistlere göre daha esnektirler ve fikir değiştirmeleri daha kolay olur. Bekledikleri setup oluşmadığında veya piyasa şartları değiştiğinde, analizlerini güncelleyip yeni analize göre yeniden bir risk/ödül profili oluştururlar.
Analistler rapor yazdıkları için ücret alırken, traderlar kazanan işlem başına para kazanırlar.
Aşağıdaki analiz tweeti fena bir örnek değil: İki olası fiyat seviyesi belirleyip ikisi için de giriş şartlarını tanımladığınız sürece bir trader olarak işinizi yapmış olursunuz. Ancak analist, iki olası seviye belirlemek yerine, nihai bir fiyat vermek zorundadır. Traderlar da analiz yaparlar ancak her zaman B ve C planları vardır.
Analistlerin fikir değiştirmesi soğuk karşılanırken, traderların fikir değiştirmesi piyasada hayatta kalabilmek için elzem olan bir yetkinliktir. İyi traderlar fikir üretirken sıkı çalışırlar, ne var ki şartlar değiştiğinde bu fikirlerini kolayca değiştirebilirler.
Analiz, analistler için bir amaç; traderlar için bir araçtır.
Son olarak, analistler piyasalarla ilgili haklı olmaya odaklanırken, traderlar para kazanmaya odaklanırlar.
Dostum peki sen haklı olmaya mı odaklısın yoksa para kazanmaya mı?